sun tzu değilim amma ben şöyle düşünüyor ve söylüyorum: şimdi en başta savaşın amacı nedir? kazanç sağlamak. şu klasik rusların sıcak denizlere inme isteği geyiği var mesela. şimdi ruslar bunu amaçlarken, bir ayağını akdeniz'e atmak isterken denizi, kumu, güneşi mi düşünüyor? "oğlum buralar çok soğuk yav" mı diyor? elbette ki hayır. stratejik nokta orası. illaki gidip ordusuyla, tankıyla, topuyla tüfeğiyle almasına gerek yok. istediği şey orada söz sahibi olmak. hal böyle olunca, küçük sürprizler ve itlikler, serserilikler ve tabii ki piyon örgütler/gruplar savaşın başrol oyuncuları oluyor.
bugün türkiye'yi işgal etmek isteyen birisi uçaklarını kaldırıp ankara'yı bombalayamaz. belki adam bombaladığıyla kalır ama bir şey elde edemez, ankara'yı yakıp yıkmış olur sadece. bunun için savaşılmaz. ayrıca yiyecekleri bissürü ambargo,
casus belli eksikliğinden doğan "vay rospu çocukları" tepkileri ülkenin kendi saygınlığını/güvenilirliğini azaltır.
o yüzden ne yaparsın? türkler kimlerle anlaşamıyor, türkiye'nin ne sorunu var? terör sorunu, kürt sorunu. şahane. şimdi o zaman ne yapıyoz? kürtleri gazlıyoz, ellerine silah veriyoz. hatta hazır ışid falan varken onlarla da aralarını bozalım, oraları karıştıralım. hatta bir tane de böyle FAK KÜRDS diye türk silahlı örgütü kuralım taam mı, onlar da kürtlere dalsın. şehirlerde kürtlerin evleri yakılsın, bazı mahallelerde çatışmalar olsun mesela nefis.
böyle olunca ekonomi büyük oranda çöküyor zaten işte. şu an birisi bize toplu tüfekli savaş açacak olsa, bence rahat kazanır. üretemiyoruz çünkü. euro'nun 3 lira olması benim için avrupa'da okuyamamak veya avrupa'yı gezememek demek. ama fabrikalarımız, üreten insanlarımız için bundan çok daha fazlası. eh ittifaklar da çıkar ilişkisine göre yapılıyor. örneğin amerika, sana bundan fayda sağlayacaksa silah satıyor. üstelik paran yoksa ve "istenmeyen ülke" isen, kimse senin "bu paraya kaç silah olur abi?" tavrını da önemsemez.
günümüzde yakın savaş (bunun adı vardı da unuttum şimdi) hala önemli ama. bu saydıklarım başlangıç aşaması sadece. roket atıyorsun iyi güzel ama, o roketi attığın sistem tahrip olursa mal gibi kalırsın öyle. e o sistemi de uçakla sığır gibi fijuuv diye ülkede uçarak tahrip edemezsin, gelişine vururlar. o yüzden kara savaşları, eskisi kadar kritik olmasa da hala büyük öneme sahip bence. sadece, eskiden savaş bunlarla başlıyordu; şimdi bunlar savaşı bitiren veya sonuç tayininde çok etkili olan hamleler oluyor. havalimanları, mühimmat depoları, lojistik destek sağlanabilecek herhangi bir nokta uçak-füze-top-tankla kontrol edilebilecek yerler değil. burada 2 bin tane asker var diyelim, sen 3 bin kilometre mesafeden "allahıma ordalar, bonba gibi bi şey atalım taramalı füze atalım" deyip onca askeri kek gibi avlayamazsın. zaten öyle bi şey olsa mesela rusya sanki bilmiyor mu bizim en önemli üslerimizi falan? basar butona, ta ta ta ta 10 dakika içinde ülkenin askeri gücünün %20-30'unu süpürür. amma öyle olmaz işte. olmuyor. olsa dünyada sağlam adam kalmaz zaten. bu hamle rusya'nın işine yaramaz. savaşın amacı ise işe yaraması. üçüncü dünya savaşının hala çıkmamış olmasının sebebi de zaten bence ilk iki dünya savaşının ağır ekonomik bilançoları. bunun bize gelişi zaten 50 lira abla diyorlar.
şu gün savaş olsa, tüm duyurucular askere gitse, bunların en azından yarısı elinde silahla fiçu fiçu yakın mesafeden savaşır bence. eskisi gibi 10 bin kişiyle gidilmez ama yine harekatlar, yer kapmacalar muhakkak olur. ve bence yine savaşı bunlar belirler. yoksa bomba atmakta ne var, herkes atıyo onu.